Ağlamak, duygu aktarımı bağlamında düşünüldüğünde sadece insana özgü bir şey. Fakat bazı canlılarda ağlayabiliyor. Tabi onların ki duygusal bir değişimle değil de tamamen fizyolojik bir gereksinimle alakalı bir durum. Daha çok gözlere sağladığı fayda ve gözü dış etkilerden korumak için gözyaşı döktüklerini düşünüyoruz.
İnsan ise gözyaşını iletişim kurmada dahi kullanıyor. Dünyaya gelişimizde henüz küçücük bir bebekken bile iletişim için ağlamayı kullanıyorduk. Biraz daha büyüdüğümüzde ise gözyaşı artık bizim için duygusal tepkiler vermemizin bir işareti oldu. Yaşadığımız acılar ve hatta bazen sevinçler gözyaşı dökmemize sebep oldu.
Yaşadığımız acıların dozu ne kadar yüksek olursa onu bastırmak da o denli zorlaşır. Bu nedenle aileden ya da sevdiklerinizden birini kaybettiğinizde sabahlara kadar ağlayabilirsiniz. Ama bu ağlamalar sonrası bir rahatlamada yaşarsınız. Bu rahatlamayı çok aşırı güldüğünüz zamanlarda da görebilirsiniz. Bunun sebebi vücudun endorfin salgılamasıyla ilgilidir. Endorfin sayesinde acı eşiğiniz yukarı doğru çekilir. Yani endorfin bir nevi ağrı kesici görevi görür. Egzersiz yaptığımızda da bu durumu görebiliriz. Çünkü o zaman da vücut endorfin salgılamaktadır.
Yani sözün kısası endorfin salgılayarak kendimizi rahatlatmak için ağlıyoruz.